
Başlık perspektifinde Risale-i Nur’dan tanzim edilmiş nurani metinleri nefsimize okumak ve hakikatleri ruhumuzda yaşayabilmek, hayata tahkim edebilmek duasıyla… Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe … Okumaya devam et →

Bugün Mısır’daki meşru müdafaya destek verenler ne diyor? Dahildeki nizamı bozun, anarşi çıkarın, mukabele-i bilmisil yapın, bire karşı bin vurun mu diyorlar? Siyasi saltanatınızı koruyun, koltuklarınız için savaşın, yakın yıkın yerle bir edin mi diyorlar? Ey ihvan-ı müslimin ihtilal yapın … Okumaya devam et →

RİSALE-İ NUR’DA DEMOKRAT’LAR VE BEDİÜZZAMAN’IN TAVSİYELERİ “Hakikat-i İslamiye bütün siyasetlerin fevkındedir” diyen Bediüzzaman, “dinin siyasete alet ve tabî yapılmasına” bütün hayatı boyunca karşı çıkmıştır. 1911 yılında neşrettiği Münâzarât adlı eserinde, Meşrûtiyetin güzelliklerini anlatırken, dinin siyasete alet edilmesi durumunda hasıl olan … Okumaya devam et →

Meşveretle ilgili Risale-i Nur’dan konuyla alakalı bazı noktalar: — Evvelâ: İhtiyat ve temkin ve meşveret etmek lâzımdır. (On Dördüncü Şuâ, 458) — Biz hem burada, hem Eskişehir’de tecrübe ile katî anladık ki, biz, vahdet-i mesele cihetiyle tam bir tesanüde şiddetle … Okumaya devam et →

ŞEAİR-İ İSLAMİYE Şeair Nedir? Nasıl “hukuk-u şahsiye” ve bir nevi hukukullah sayılan “hukuk-u umumiye” namıyla iki nevi hukuk var. Öyle de, mesâil-i şer’iyede bir kısım mesâil, eşhâsa taallûk eder; bir kısım umuma, umumiyet itibarıyla taallûk eder ki, onlara “şeâir-i İslâmiye” … Okumaya devam et →

YİRMİ İKİNCİ SÖZ Tevhid iki kısımdır. Meselâ, nasıl ki bir çarşıya ve bir şehre büyük bir zâtın mütenevvi malları gelse, iki çeşitle onun malı olduğu bilinir: Biri, icmâlî, âmiyânedir ki, “Bu kadar azîm mal, ondan başka kimsenin haddi değil ki … Okumaya devam et →